22 Ekim 2010 Cuma

'Seni anlıyorum'

Seni anlıyorum kelimesi içinde anlam yüklü evet ben senin içini gördüm ve sana karşı anlayışlıyım demek belki..
Etrafımda seni anlıyorum cümlesini kuran onlarca insan var..keşke sadece birinin bu cümlenin içini doldurarak gerçekten anladıgına inansam..
anlamıyorsun diye haykırasım geliyor 'seni anlıyorum 'cümlesini kuran kendini bilmiş olayı çözmüş kişilere..anlamıyorsun çünki hiç bişey anlatmıyorum ,anlatamam .. bilmiyorsun sen neler yaşadıgımı neler hissettigimi göz göre göre bir çıkmazda kaç yıldır debelendigimi anlamayamazsın..
anlayamasın çünki sen ben degilsin sen hep benden önce kendini düşüneceksin ..bu bencillikle sadece bana anladıgını söylersirsin boş boş içi anlamsızlık yüklü fakat kendinden emin..
Çok canımı sıkıyorsun aslında sen bu c,mleyi bana kurarken beynimden bir pınar daha çıkıp sana kafa atmak istiyor. yaa ben seninle kıyaslamıyorum ki kendimi ben seçtiklerimi yaşıyorum eyy karşımdaki bilmiş kişi peki sen neden bunu kabullenmiyorsun anlamıyorsun dedigimde bile beni anlamıyorsun..
sen bambaşka bir yerdesin çünki..
kendine pay biçtigin ve herşeyi kendi yaşadıklarınla algıladıgın bir dünyan var senin
ama ben senin oldugun yerde degilim ne yaşadıklarımız aynı nede hissettiklerimiz
dünyada bir kişi var beni anlayabilecegine inandıgım onu da kaybetmek üzereyim..
gitti gidecek..
ilişemiyorum ucundan tutamıyorum onu..
tutmak için çaba harcıyormusun da ayrı bir soru..
sanırım harcamıyorum gitmeli ..bitmelii artık kimse kimsenin önüne ket vurmamalı diyorum sevgi beklentisiz olmak degilmi?
o ne yaparsa yapsın , yeterki mutlu olsun..
madem benim olmasına ihtimal yok bensiz ama mutlu biri olsun..
Kendimi anlamakta zorlanıyorum birinin beni anlamasını istiyorum ama o biri diye bir kavramında olmadıgını aslında beni kimsenin anlayamayacagı duvarıyla karşılaşıyorum..
yıkılmıyor bu imkansızlıklar duvarı..
hep aynı şey işte ..
hayatım kilitlendi kaldı ..
aynı yerden ne bir arpa boyu öndeyim neden geride..
İşte tam da bu yerde seni anlıyorum diyen sözde anlayan insanlarla paylaşıyorum anımı...
ben bilmiyorum..

18 Ekim 2010 Pazartesi

Kaç yıl geçti aradan ....

Ne olur sormasınlar bana
Ne olur söyletmesinler derdimi
Saklarım ben onu kendime
Yerim kendi kendimi
Akıyorsa yaşlar gözümden
Dinmiyorsa bir türlü gece gündüz
Karardıysa bütün dünyam
Vardır elbet bir sebebi...

Göçebe...

- başkaları yaşıyor, biz konuşuyoruz.


sonsuzluğun içindeyim düşüyorum. eskiden olsa bir yerlere tutunmaya çalışırdım, artık uğraşmıyorum.

artık olayları net göremiyorum. herşey bulanıklaşıyor sanki. sorumsuzum, kararsızım, bakımsızım, aşksızım, tatsızım, huysuzum, mutsuzum evet en çok da mutsuzum.. sıkılıyorum her şeyden. iyi değilim.
gel(me)
Gel me dur ne olur
Gel me kal
Sana verdiğim çiçekleri yanına al
Buralar soğuk siyah çirkin karanlık
Yani gelme
Seviştiğimiz gecelerde kal
Bize benzeme

f.d

28 kasım bekle

sorunumu buldum. bunca zamandır nasıl farkedememişim. nasıl olmuş birkaç senemi uyuyarak geçirmişim anlayamıyorum. beni ayakta tutan, birçok şeye karşı aklımı, bilincimi yerinde tutan asıl şey hırsımdı. sandım ki herşeyi boşverince daha mutlu olucm. elimdekiler beni mutlu etmeye yeter sandım. ama yetmiyormuş şu an anladım. eski fotoğraflarıma bakarken...
aldığım antidepresanın etkisiyle mi olayları daha berrak görmeye başladım bilmiyorum. ama benim bel kemiğim hırstı, bunu iyi hatırlıyorum. o olmayınca et parçası gibi yere yığıldım, kalkamadım. yatıp kaldığım bu yerde küflendim, yosun tuttum sanki. artık ilacımı biliyorum, eskiye dönücem. virüs kapmadan önceki halime...

10 Ekim 2010 Pazar

BAzı şeyler içini çok acıtır

bazı şeyler içimi acıtır
gerçekliğine inanmadığım şeyler
gece ve gündüz gibi
ışıksızlık gibi, diyorum ki;

bazı şeyler çok acıtır

hiç koşmayı denedik mi arkasından bir güneşin
yada hiç yüzdük mü hiç atlas okyanusunda
bence hiç yaşamamışız yaşamayı
sebepsizlik gibi

bazı şeyler çok acıtır

nerede o bahsettikleri berrak nehirler
nerede çam ağaçlarında bir sonsuz pınar
nerede
nerede yaz zamanları esen o kavruk rüzgar

bazı şeyler çok acıtır

geçmiş bile çok geç gibi
karanlık gümüştü, sessizlik ise altın
pençesinde uykulu bir sıcaklığın
o kanlı kıyametler ve gülümsemeler artık çok yakın

bazı şeyler çok acıtır
yakar
dondurur
kanatır
seni ki bu çoktan hakkın.
çok canım acıyor çıkamıyorum hep aynı yerdeyim sadece zaman degişiyor..
acilar hep aynı..
girdap hep aynı yüzler bile tanıdık hep aynı adamlar hep aynı bilindik sahneler hep aynı karmaşalar..
degişen tek sey tel.umdaki vaktim..
birde arada gündüz arada gece oluyor zaman hepsi bu
içimin sızısı aynı..
duygusuzlugum ayada aşırı duygularım hem aynı
çıkmazlarım hep aynı..
dedim yaa yüzler bile aynı hersey yıllar önceden miras bana..